DOLAR 34,5680 0.06%
EURO 36,6981 0.13%
ALTIN 2.902,890,14
BITCOIN %
İstanbul
13°

AZ BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Küresel piyasalarda gözler yoğun veri gündeminde

Küresel piyasalarda gözler yoğun veri gündeminde

ABONE OL
Ocak 13, 2024 13:47
Küresel piyasalarda gözler yoğun veri gündeminde
0

BEĞENDİM

ABONE OL



Bir yılı aşkın süredir küresel çapta devam eden “şahin” para politikalarının sonuna gelindiğine ilişkin beklentiler güçlü kalmaya devam ediyor. Önemli merkez bankalarının faiz indirimlerine ne zaman başlayacaklarına yönelik belirsizlikler varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürüyor.


Geçen hafta ABD’de açıklanan veriler, ABD’de iş gücü piyasasının sıkılığını koruduğuna işaret ederken, ülke enflasyonunun beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi pay piyasalarında risk iştahını etkileyen ana etkenler olarak öne çıktı.


Ülkede açıklanan verilerden karışık sinyaller gelirken, açıklanan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verisinin enflasyonla mücadelede ilerleme kaydedildiğine dair umutları artırmasıyla Fed’in martta faiz indirimlerine başlayacağına yönelik beklentiler tekrar güçlendi.


Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda ABD Merkez Bankasının (Fed) ocak toplantısında faizi sabit bırakacağına kesin gözüyle bakıldığını belirterek, bankanın mart toplantısında yüzde 77 ihtimalle faiz indirimlerine başlayacağının tahmin edildiğini bildirdi.


Fed yetkililerinin enflasyonla mücadelede zafer ilan etmek için henüz erken olduğuna ilişkin sözle yönlendirmelerinin de piyasalarda risk iştahını nispeten etkilediğini aktaran analistler, yetkililerin enflasyondaki düşüşün devam ettiğine dair daha fazla kanıt gerektiğini dile getirdiklerini kaydetti.


New York Fed Başkanı John Williams, enflasyon hedefine tam anlamıyla ulaşabilmesi için bir süre daha kısıtlayıcı politika duruşunun sürdürülmesi gerekeceğini düşündüğünü söyledi.


Fed’in enflasyonun yüzde 2’ye doğru gideceğinden emin olduğunda faiz oranlarını düşürebileceğini vurgulayan Williams, enflasyonun 2024’te yüzde 2,25’e, 2025’te de yüzde 2’ye düşeceğini öngördüğünü ifade etti.


Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin enflasyonun istikrar kazandığına ikna olmasının gerektiğini ifade ederek, enflasyon yüzde 2’ye yaklaştığında faiz oranlarını düşürmeye açık olduğunu anlattı.


Ayrıca, Fitch Ratings Başekonomisti Brian Coulton, Fed’in faiz indirimlerine haziran veya temmuzdan önce başlamasını beklemediklerini ve bu yıl üç kez faiz indirimi yapacağını öngördüklerini dile getirdi.


Öte yandan, Dünya Bankası yayımladığı Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda, geçen yıl için yüzde 2,6 olarak tahmin edilen küresel ekonomik büyümenin 2024’te yüzde 2,4 olacağını öngördü.


Küresel ekonominin bir yıl öncesine göre daha iyi bir yerde olduğuna işaret edilen raporda, küresel resesyon riskinin, büyük ölçüde ABD ekonomisinin gücü sayesinde azaldığı ancak Orta Doğu’da artan jeopolitik gerilimlerin dünya ekonomisi için kısa vadede yeni tehlikeler oluşturabileceği vurgulandı.


Öte yandan, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) geçen hafta, bir süredir kripto para piyasalarının odağında bulunan, spot Bitcoin Borsa Yatırım Fonuna (ETF) onay verdi.


SEC, spot Bitcoin ETF başvurularını onayladığını duyurmasının ardından SEC Başkanı Gary Gensler, komisyonun Mart 2023’e kadar 20’den fazla spot Bitcoin ETF başvurusunu onaylamadığını hatırlatarak, bunlara benzer yeni bir dizi başvuruyla karşı karşıya olduklarını ancak koşulların değiştiğini ifade etti.


ABD’de federal mahkemenin geçen yıl SEC’in Grayscale’in bu kapsamdaki başvurusunu reddetmesini hatalı bulduğunu anımsatan Gensler, ileriye yönelik en sürdürülebilir yolun spot Bitcoin ETF hisselerinin listelenmesi ve alım satımını onaylamak olduğunu düşündüğünü belirtti.


Bu gelişmenin ardından kripto para piyasaları tarafında ise oynaklık öne çıkarken, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonunun (SEC), 11 spot Bitcoin Borsa Yatırım Fonu (ETF) başvurusunu onaylaması ve ETF’lerin 4 milyar doları aşan hacme ulaşması dikkati çekti.


Bitcoin bu gelişmelerle 49 bin dolara yaklaşarak Aralık 2021’den bu yana en yüksek değerine ulaşmasına karşın daha sonra 44 bin doların altına geriledi.


Orta Doğu’da artan gerilim tedirginliklere neden olurken, bölge genelinden gelen haber akışı yatırımcıların odağında bulunuyor.


ABD ve İngiltere’nin, Yemen’deki Husilere karşı ortak askeri operasyon düzenlemesinin ardından artan risk algısı güvenli liman varlıklara olan talebi destekliyor.


Emtia fiyatları söz konusu gelişmelerle karışık bir seyir izlerken, altının ons fiyatı haftalık yüzde 0,15 artışla 2 bin 47 dolara çıktı.


Suudi Arabistan milli petrol şirketi Saudi Aramco’nun, Asya’ya yönelik amiral gemisi Arab Light da dahil olmak üzere tüm bölgelerde şubat ayı resmi satış fiyatlarını varil başına 2 ila 1,50 dolar arasında düşürmesinin ardından Brent petrolün varil fiyatı haftayı yüzde 0,8 azalışla 78,2 dolardan tamamladı.


Tahvil piyasalarında alış ağırlıklı bir seyir hakim oldu. ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, 10 baz puan gerileyerek geçen haftayı yüzde 3,9440’dan kapattı.


New York borsasında pozitif seyir izlendi


ABD’de yoğun makroekonomik verilerin takip edildiği haftada New York borsaları pozitif bir seyir izlerken, söz konusu seyirde teknoloji hisseleri etkili oldu.


ABD’de açıklanan verilere göre, ülkede Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), aralıkta aylık bazda yüzde 0,3, yıllık bazda yüzde 3,4 artış kaydetti. Beklenti ise aylık yüzde 0,2 ve yıllık yüzde 3,2 artması yönündeydi. Ülkede yıllık enflasyon geçen ay yüzde 3,1 seviyesindeydi.


Ülkede ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı ise 6 Ocak ile biten haftada 202 bine gerileyerek son 3 ayın en düşük seviyesine inerken, ABD federal hükümetinin bütçe açığı, geçen yıl aralıkta bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 52 artarak 129 milyar dolara yükseldi.


Ülkede, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), geçen yıl aralıkta aylık bazda yüzde 0,1 azaldı, yıllık bazda ise yüzde 1 ile beklentilerin altında arttı.


Analistler, açıklanan TÜFE verisinin beklentilerin üzerinde geldiğini anımsatarak, ÜFE verisinin ise enflasyondaki ilerlemeye dair beklentileri artırdığını belirtti. Açıklanan ÜFE verisi sonrasında Fed’in şahin para politikasını daha çabuk sonlandırabileceğine yönelik beklentiler arttı.


Dizüstü ve masaüstü bilgisayarlar için güçlendirilmiş yapay zeka performansı sunacak yeni çiplerini duyuran ABD’li çip üreticisi Nvidia’nın hisseleri yüzde 11,4 değer kazandı. Diğer çip üreticilerinden AMD’nin hisseleri yüzde 5,5 ve Intel’in hisseleri yüzde 3,3 arttı.


Geçen yıl haziranda tanıttığı “Vision Pro” başlığının 2 Şubat’tan itibaren ABD’deki mağazalarında satışa sunulacağını açıklayan Apple’ın hisseleri de yaklaşık yüzde 2,5 yükseldi. Amazon’un hisseleri yüzde 3’e yakın, Alphabet’in hisseleri de yüzde 2’nin üzerinde artış gösterdi.


Söz konusu gelişmelerle geçen hafta, New York Borsası’nda Nasdaq endeksi yüzde 3,09, S&P 500 endeksi yüzde 1,82 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,4 artışla haftayı tamamladı.


15 Ocak ile başlayan haftanın veri takviminde, salı günü New York Fed sanayi endeksi, çarşamba günü perakende satışlar, sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve Fed’in Bej Kitap raporu, perşembe günü konut başlangıçları ve inşaat izinleri, haftalık işsizlik başvuruları, cuma günü ise 2.el konut satışları ile Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.


Avrupa’da İngiltere hariç alış ağırlıklı bir seyir izlendi.


Avrupa borsalarında geçen hafta pozitif bir seyir öne çıktı. Analistler, Fed’e dair iyimserliğin artmasıyla New York Borsası’ndaki pozitif seyrin Avrupa borsalarına da taşındığını söyledi.


Öte yandan Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz indirimlerine beklenenden daha geç başlayacağına ilişkin endişeler devam ederken, bölgede açıklanan veriler bir yandan da resesyon korkusunun canlı kalmasına neden oluyor.


ECB Başkanı Christine Lagarde, ECB’nin enflasyonun yüzde 2’ye yaklaşmasından emin olduktan sonra faiz indirimlerine başlayabileceğini ifade etti.


ECB üyesi Isabel Schnabel, henüz faiz indirimi için erken olduğunu kaydederken, bir diğer ECB üyesi Luis de Guindos mevcut faiz oranlarının enflasyonla mücadelede en büyük yardımcıları olduğunu dile getirdi.


Almanya’da açıklanan verilere göre sanayi üretimi, Kasım 2023’te aylık yüzde 0,7 azalışla tahminlerin altında kalırken, düşüş eğilimini de üst üste altıncı aya taşıdı. Söz konusu veri için piyasa beklentisi yüzde 0,2 artış olacağı yönündeydi.


Almanya’da ayrıca kasımda dış ticaret fazlası 20,4 milyar avro ile beklentileri aşarken, aynı dönemde fabrika siparişleri yüzde 0,3 yükselişle tahminlerin altında kaldı. Piyasalara ilişkin araştırmalar yapan ve merkezi Frankfurt’ta bulunan Sentix’in, ocak ayına ilişkin Avro Bölgesi Yatırımcı Güven Endeksi eksi 15,8 ile beklentilerin altında kaldı, bölgenin kasımda yıllık perakende satışları yüzde 1,1 azalışla öngörülerin üzerinde gerçekleşti.


Avro Bölgesi’nde bir önceki ay yüzde 6,5 olan işsizlik oranı ise kasımda yüzde 6,4 ile tahminlerin altında kaldı.


İngiliz ekonomisi kasımda yüzde 0,3 ile beklentilerin üzerinde büyürken, Eylül-Kasım 2023’te bir önceki üç aylık döneme göre yüzde 0,2 daraldı. Ülkede, sanayi üretimi, kasımda yüzde 0,3 artış gösterdi.


Söz konusu gelişmelerle geçen hafta Almanya’da DAX endeksi de yüzde 0,66, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 0,60 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 0,3 değer kazanırken İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,84 azalış kaydetti.


Avro/dolar paritesi ise haftayı yüzde 0,1 artışla haftayı 1,0950 seviyesinden tamamladı.


Gelecek hafta, salı günü Almanya’da TÜFE, çarşamba günü İngiltere ve Avro Bölgesi’nde TÜFE verileri takip edilecek


Asya borsalarında Japonya hariç negatif bir seyir izlendi


Asya tarafında negatif bir seyir hakim olurken, Japonya’da Nikkei 225 endeksi pozitif ayrıştı.


Japonya’da yaşanan depremler, enflasyonun yavaşlamaya devan ettiğine ilişkin alınan sinyaller ve son olarak da Japon işçilere yönelik ücret artışlarının sert bir şekilde yavaşlama kaydetmesi Japonya Merkez Bankasının (BoJ) ultra gevşek para politikasını sonlandırma düşüncesini öteleyebileceği beklentilerini artırdı.


Bu durum, dolar karşısında Japon yeninin değer kaybetmeyi sürdüreceğine yönelik öngörüleri desteklerken, Nikkei 225 endeksi 35.839,65 dolarla 1990 yılından bu yana en yüksek seviyeyi test etti.


Öte yandan Çin’de geçen hafta açıklanan TÜFE verileri, üst üste üç ay düşüş kaydederek, ülkede deflasyonunun devam ettiğine işaret etti.


Analistler, ülkede iç talebin de azalmaya devam ettiğinin sinyalini veren enflasyon verilerinin ardından Çin Merkez Bankasının (PBoC) atacağı adımların yatırımcılar tarafından yakından takip edildiğini söyledi.


Çin’de yıllık ihracat yüzde 2,3 artışla beklentileri aşarken, ithalat yüzde 0,2 artışla tahminlerin altında kaldı. Ülkede Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise yüzde 2,7 azalışla öngörülerden de fazla geriledi.


Bu gelişmeler ışığında, haftalık bazda Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 1,76 ve Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 1,61, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 1,49 değer kaybederken Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 6,59 artış kaydetti.


Gelecek hafta Japonya’da açıklanacak veriler öne çıktı. Ülkede salı günü ÜFE, perşembe günü sanayi üretimi ve cuma günü TÜFE verileri takip edilecek.


Moody’s Türkiye’nin kredi görünümünü yükseltti


Yurt içinde, geçen hafta yükseliş eğiliminde hareket eden BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 4,69 artışla 7.986,47 puandan tamamladı.


Geçen hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB), ABD’nin New York kentindeki JPMorgan Chase genel merkezinde ilkini gerçekleştirdiği “Yatırımcı Günü” etkinliğinde konuşan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, dezenflasyona ulaşma konusunda kararlı olduklarını belirterek, “Dezenflasyon patikası; sadece bir projeksiyon değildir, başarı ölçümüzdür. Bunu başarmaya kararlıyız.” dedi.


Toplantıya, büyüklüğü 50 trilyon doları bulan dünyanın en büyük yatırım fonlarından 200’ü aşkın üst düzey temsilci katıldı.


Öte yandan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye ekonomisine ilişkin takvim dahilinde değerlendirmeye gitti.


Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notunun “B3” olarak teyit edildiği, daha önce “durağan” olan not görünümünün ise “pozitif”e yükseltildiği bildirildi.


Açıklamada, görünümün pozitife çevrilmesinin ana nedeninin “ekonomi politikasındaki belirleyici değişiklik, özellikle de Ortodoks para politikasına dönüş” olduğu belirtildi.


Manşet enflasyonun yakın vadede artması muhtemel olsa da enflasyon dinamiklerinin değişmeye başladığına dair işaretler olduğu vurgulanan açıklamada, bunun da para politikasının güvenilirliğini ve etkinliğini yeniden kazandığının göstergesi olduğu anlatıldı.


Açıklamada, parasal sıkılaştırmanın aynı zamanda Türkiye’nin büyük dış dengesizliğinin azaltılması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) döviz rezervlerinin yeniden yapılandırılması olasılığını da artırdığına işaret edilerek, her iki durumun da ülkenin dış şoklara karşı kırılganlığını azaltacağı kaydedildi.


Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,88 üzerinde 30,1074’ten tamamladı.


Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 7.820 ve 7.750 puanın destek, 8.010 ve 8.060 seviyesinin direnç olarak öne çıkabileceğini ifade etti.


Gelecek hafta yurt içinde pazartesi günü bütçe dengesi, cuma günü konut satışları ile TCMB piyasa katılımcıları anketi verileri takip edilecek.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r